Rize’ye Gitmek İçin 5 Doğal Neden

Karadeniz… Burada sabah uyanmak için alarm kurmazsınız. Temiz hava sabahın ilk ışıklarında uyandırır sizi. Burada yolda yürürken kulaklık takmazsınız. Yürürken müzik değil, doğanın ta kendisini dinlersiniz. Kuşları ve rüzgarı dinlemek yeterlidir. Burada yolda yürürken karşınızdan gelen kişinin sizi görmemezlikten geldiği bir olay yaşamazsınız. Sizi görür görmez hooo diye bir ses yükselir karşıdan. Anlamsız bir şekilde huoo diye cevap verirsiniz. Burada susuz kalmazsınız. 10 adımda bir yerlerden akan su bulursunuz. Doldurursunuz termosunuza soğuk soğuk içersiniz. Burada açta kalmazsınız. Eli boldur karadeniz insanının. İmkanı oldukça paylaşır aşını. Burada samimiyetsiz hiçbir şey yoktur mesela. Her şey içtendir. Karadeniz’in kalbi olan Rize’nin doğa harikası 5 yerinden bahsetmek istiyorum.

1) PALOVİT ŞELALESİ

Kaçkar Dağları Milli Parkı içerisinde bulunan Palovit Şelalesi, 1300 rakımda yaklaşık 15 metre yükseklikten gürül gürül akıyor. Bölgenin en yüksek debili şelalesi olması Rize’nin o muazzam doğasına yakışır güzellikte. Şelalenin yukarısında küçük bir seyir terası bulunuyor. Ama buraya kadar gelmişken aşağı inip suyun yüzünüze yüzünüze vurmasını yaşamanız gerekiyor. Yakınındayken gözlerinizi kapattığınızda boşlukta hissi yaşıyor, zamanın durduğunu hissediyorsunuz. Palovit şelalesi Rize’nin bakir kalmış güzelliklerinden. Kesinlikle görülmesi gereken bir yer.

Doğayla iç içe zaman geçirip doğaya doyduktan sonra yolunuzun üzerindeki Tarzanpark’a uğrayarak adrenaline de doymanız mümkün. Tarzanpark size ailenizle zaman geçirebileceğiniz keyifli anlar yaşatmak için bekliyor. Yetişkin parkurları hiç de göründüğü kadar kolay değil. Kendine güvenenleri zorlu parkurlarına bekliyorlar.

2) ZİLKALE

Zilkale için doğayla tarihin buluştuğu yer desek yanlış olmaz sanırım. Eski adıyla Kale-i Zir (Aşağı Kale) Osmanlı döneminde ticaret, Bizans döneminde gözetleme kulesi olarak kullanılmış. 1500 rakımda sarp bir kayanın üzerine inşa edilen Zilkale hem dışarıdan görünümü hem de içindeki büyülü havası ile sizi etkisi altına alıyor. Denizden 750 metre, dere yatağından yaklaşık 100 metre yükseklikte bulunuyor. Kaleyle dere arasında gizli bir geçitin olduğu ve zamanla kapandığı söylenmektedir.

Kaleye girerken 3 tl gibi bir ücret ödüyorsunuz. (Ağustos, 2017) İçeriye girdikten sonra dört tarafınızın yeşille çevrili oluşu bir büyünün içerisinde olduğunuzu hissettiriyor. Kalenin hemen hemen her noktasından arkanıza Karadeniz’in en güzel yeşil tonlarını alarak fotoğraf çekmeniz mümkün. Kalenin bir de Fırtına deresi manzarası var. Buraya gözlerinizin en güzel yeşil tonlarını göreceğini bilerek gelin. ️(Zilkale’nin doğaya açılan penceresi)

3) ŞİMŞİR ORMANLARI

Günümüzde çalı boyutlarına ancak ulaşabilen bu ağaç türünün dünyada orman olarak kalmayı başarabilmiş tek örneği Rize Fırtına Vadisi üzerinde bulunuyor. 8 metreyi bulan şimşir ağaçları dünyada tek olarak kabul ediliyor. Şimşir ormanlarının içine girdiğinizde tüyler ürpertici havası bir anda etrafınızı sarıyor.

Gerek boyutlarının görkemi gerek yüzyıllık geçmişleri gerekse renklerin gözalıcı güzelliği sizi başka bir dünyada olduğunuza inandırmaya yetiyor. Eski çağlarda Şimşir ağacının hem zehir olarak hem de şifa olarak kullanıldığı, bu yüzden hades adına adanmış bir ağaç olduğu efsanesini de sizinle paylaşmadan geçmeyelim. Şimdilerde bir korku filminin çekimlerine ev sahipliğini yapacağını da duymuştum. Rize‘nin kasvet dolu, doğallığını ve esrarengiz havasını koruyan ve dünyada tek olduğu söylenen Şimşir Ormanlarını listenize eklemeden geçmeyin.

4) POKUT YAYLASI

Yayla deyiminin tam anlamıyla yaşandığı, yeşili, temiz havası ve sıcakkanlı insanıyla Rize’nin belkide en güzel yaylalarından birisi Pokut. Yaylaya ulaşım hava ve yol durumu sebebiyle sadece altı yüksek araçlarla mümkün olabiliyor. Yaylaya çıktıktan sonra sıra sıra dizilmiş yayla evlerine sislerin arasından bakmak için küçük bir yamaç tırmanarak tepeden bakmanızı öneririm.
Bu güzel manzarayı görmek için çıkmanın yanında tepenin arka tarafı da size bulutların dansını izleme şansı veriyor.
Kamp yapmak isteyenler çadırı kurmak için burayı tercih edebilir. Düzlük alan mevcut ve manzara ayaklarınızın altında kalıyor. Çadır manzaranıza Pokut ve Sal yaylalarını alabilirsiniz.

(Çadırımın manzarası)

Bölgede çok mecbur kalınmadıkça ateş yakılmasını önermiyorum. Ama daha önceden ateş yakılan bir kaç nokta var çok mecbur kalınırsa orada ateş yakabilirsiniz. Yakacak ihtiyacını tepenin arka tarafındaki ormanlık alanda bulunan kurumuş dallarla karşılayabilirsiniz. Su ihtiyacınızı da kısa bir yürüyüşle ulaşabileceğiniz doğal dağ suyuyla karşılayabilirsiniz.

Pokut yaylasından yaklaşık 3 kilometre uzaklıktaki Sal yaylasına yürüyüş yapmanız mümkün. Yemyeşil ağaçların arasından ince patika bir yolu var. Bu yolu kullanırsanız huzur dolu bir yürüyüşle kısa bir sürede Sal yaylasına ulaşabiliyorsunuz. Yapacağınız bu yürüyüş hayatınıza katacağınız en unutulmaz anılardan birisi olacak. Pokut’a kadar gelmişken bu güzel manzaraya karşı muhlamanızı yiyip çayınızı yudumlamayı sakın unutmayın.

5) GİTO YAYLASI

Hayran kaldığım en güzel yaylalardan birisi Gito. Temizliği ve yalınlığı bir yana dursun el değmemiş güzelliklerine yakından şahit olmak, eriştiğim huzuru tarif etmek çok zor olacak. Gito yaylasına çıkış içinde altı yüksek araç tavsiyem. Gito’ya çıktığım ilk saniyelerden son anlara kadar yaylada hep sis hakimdi. Çevreyi detaylıca izleyip fotoğraflama şansım pek olmadı. Uyarıyorum! Gito yaylasının güzelliği ve sakinliği Karadeniz turunuzu birkaç gün uzatmanıza sebep olabilir. Bence bu ikileme düşerseniz kendinizi hiç yormadan uzatın gitsin. Gito yaylasını layığıyla yaşayın.

Herkesin kıyıda köşede sakladığı ya da çekerken gurur duyduğu şöyle zıplamalı hoplamalı fotoğrafı vardır. O fotoğraflarınızı çekerkenki hislerinizi bir düşünün. Geri sayım gelir 3-2-1.. Hoopp.

Gito yaylası öyle bir yerdi ki benim için, tamamen istemsiz gerçekleşti fotoğrafım. İçimdeki huzur,mutluluk belki de ruhen rahatlayış olarak dışa vurdu. Karadenizi gerçekten Karadeniz olarak yaşadığım, gözlerimin gördüğü yeşile tarif bulamadığım bir yerdi.
Gito yaylası kamp yapıp çadırı bulutlara karşı açmanız için çok uygun. Yemek ihtiyacını oradaki işletmelerden karşılayıp su ihtiyacınızı yaylanın her yerindeki çeşmelerden giderebilirsiniz. Gito yaylasına sadece huzur bulacağınızı bilerek gelin. Başka hiç bir beklentiniz olmasın. Başka biri olarak döneceğinize emin olabilirsiniz. Gito’ya gelip sonsuzluğa uzanan salıncakta sallanmayı unutmayın.

Bunlara da göz atın...

2 Yorum

  • İrem , Eylül 14, 2017

    Harika yerler bayıldımmm ????

  • Ebru , Eylül 14, 2017

    Etkili bir yazı olmuş , bilgiler için teşekkürler ????

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir