Eminiz ki hepinizin etrafında yemek yeme konusunda dertsiz tasasız olan en az bir kişi vardır. Her şeyi rahat rahat yiyen ve kilo almayanlardan bahsediyoruz. Biz mi? Biz tabi ki her zaman “su içsem bile yarıyor” diyenler arasındayız. Ama durun, güzel bir haberimiz var; o yiyorum yiyorum kilo almıyorumcular da zamanla bir bir aramıza katılıyorlar. Siz biz antrenmanlı olduğumuz için bu yeme dengesini nasıl sağlayacağımızı az çok biliyoruz da işte bu arkadaşlar “diyet” kavramıyla yeni karşılaşınca bir afallıyorlar. Biraz daha fit görünmek için yediklerine dikkat etmeye çalışıyorlar ve dengelemek için çaba sarf ediyorlar.
İster bunlarla yeni yeni tanışmaya başlayanlardan olun ister bu konuda çoktan onlarca kitap hatmedenler olun; biliyorsunuz ki sağlıklı yaşam için irade gerekiyor, farkındalık gerekiyor; bunu yaşam şekline dönüştürmek gerekiyor. Bu ruh ve kafa karışıklığımız, amaçsız kendi kendimiz ile mücadelemiz ve insanlığın gittikçe sağlıklı yaşama, organik gıdaya, her şeyin doğalına olan ilgisi, tüm dünyadaki turizm sektörünün de dikkatini çekmiş olacak ki tesisler son dönemlerde hayatımızı kolaylaştıracak çeşit çeşit imkan sunmak için yarışıyorlar. Örneğin 2000’li yılların başlarında aşırı kilolu insanların yoğunluğu dikkatlerden kaçmaz iken, otellerde lezzetli ama sağlıklı yemek bulmak neredeyse imkansızdı. Sabah kahvaltıları tatlı ağırlıklı, sebze yok denecek kadar az ve meyve var ama hepsi aynı form , aynı parlaklık ve aynı renk tonunda, sanki fabrikadan çıkmış gibi ve lezzetsiz. Oysa son dönemde her otelde neredeyse çok zengin bir diyet bar var ve her öğünde yer alıyor. Fit kalmak için aç kalmaya gerek yok. Bu arada insanların büyük kısmı da sporu çoğu yerde hayatının bir parçası haline getirmiş durumda. En azından yürüyüş yapan insanları artık daha fazla görüyoruz. Haliyle bunu düzenli yapan insanlar tatilde de aynı rahatlık ve imkanı bulmak istiyor.
İşte burada kurtarıcı olarak çoğu zaman inanılmaz bir doğa içine saklanmış gittikçe yaygınlaşan detoks kampı, SPA, termal ve sağlıklı yaşam köyleri karşımıza çıkıyor. Tatillerin neredeyse kurtarıcısı olan bu merkezler hem sağlıklı yaşam standardınızı korumanızı sağlıyor, hem de vicdanınızdan sizi kurtarıyor. En güzeli ise çocuklarınıza evde alıştırdığınız beslenme standardını da devam ettirmenizi sağlıyor. Evde bir yere kadar disipline ettiğiniz çocukların bir tatilde beslenme alışkanlığının yerle bir olması gerçekten büyük bir hayal kırıklığı.
Tatilde “onu yeme, bunu yeme, ama ondan al” dırdırından kurtulmak hem dırdır eden için hem de dırdır edilen için büyük bir lüks değil mi sizce ? çocukları da unutmayan bu merkezler çocuklarınız için her türlü aktivite ve eğlenceyi de sunuyor. Bu konseptte tatil yapmanın bir diğer avantajlı yanı ise bu tesislerin çoğunun çok güzel bir doğa ile bütünleşik olması. Bu doğa tüm cazibesiyle sizi içine alacak şekilde planlanmış durumda. Değişik zorluk seviyelerinde yürüyüş yolları ile sarmalanmış çoğu tesis sizlere bol oksijen almanızı sağlarken yürüyüş, bisiklet gibi aktiviteler ile sağlıklı yaşamınızı destekliyor.
“Ben de çocuk yok, çocuk var ama ben zaten onlardan kaçıyorum, kafamı dinlemek istiyorum, bir de tatilde çocuk gürültüsü çekmek istemiyorum.” mu diyorsunuz ? Bu tür merkezlerin birçoğunda belli yaş altındaki kişilerin girmesi engellenen ve sizin sakin, dingin, her şeyden uzaklaşacağınız, sadece kendinizle baş başa kalacağınız ve kalırken ise her türlü bakım ile kendinizi şımartacağınız alanlar ve SPA’lar mevcut.
Dışarıya çıktığım kısıtlı zamanlarda bile çocuk sesine tahammülüm yok diyorsanız ona da çözüm hazır. Tamamen çocuklardan izole wellness otelleri sizin için bire bir. Bu tür merkezlerde sadece dinlenme ve yeme alışkanlıklarınızı devam ettirebildiğiniz gibi farklı çalışmalara da katılma imkanınız var. Yoga ve pilates seansları, periyodik olarak uygulayabileceğiniz detoks kürleri veya haftalık değişik programlara katılabilir ve deneyimleyebilirsiniz.
Evet şimdi ilkbahar, kendini yenilemenin, vücudunuzda birikmiş olan tüm kafein, şeker, asit gibi size olumsuz yansımaları olan maddelerden kurtulmanın, oksijene doymanın tam zamanı… Vücudunuzu ve aynı zamanda ruhunuzu arındırın. Hiç değilse bir hafta sonunu sadece kendiniz için bir şeyler yapmak için ayırın. Tazelenin. Çıkın dışarı hareket edin… Suda gevşeyin… Masaj ve çeşitli bakım kürleri ile kendinizi şımartın… Her nerede olursanız olsun mutlaka size kendinizi hatırlamanızı sağlayacak bir sağlıklı yaşam merkezi, termal/SPA veya detoks merkezi vardır. Tatil anlayışınızı tekrar gözden geçirin ve rahatlayın…