Kış aylarının vazgeçilmez içeceklerinden olan Boza, 8-9 bin yıl öncesine uzanan köklü bir tarihe sahiptir. Kökleri Mezopotamya’ya kadar uzanan Boza, Türklerin göçleri ile tüm dünyaya yayılmıştır.
Bilinen en eski Türk içeceklerinden olan Boza, günümüzde Orta Asya’da ve Osmanlı kültürüne ev sahipliği yapmış coğrafyalarda tüketilmeye devam edilmektedir.
Darı irmiği, su ve şeker ile mayalanarak üretilen boza; sarı leblebi ve tarçın ile birlikte servis edilir.
Bozanın Faydaları
Özellikle kış aylarında satılan Boza; gribal enfeksiyon gibi birçok enfeksiyona karşı vücut direncinin güçlenmesini sağlar, mayalar sayesinde emziren annelerde süt yapımını artırır, mide ve bağırsağı düzenleyerek hazmı kolaylaştırır, içerdiği besin öğeleri sayesinde bol enerji verir ve kanserojen maddelerin vücutta oluşumunun önlenmesini sağlar.
Geçmişte “Boozaaaaa” nidalarıyla sokakları inleten Bozacılar tarafından satılan Boza, günümüzde market ve Boza dükkanlarında satılmaya devam edilmektedir. Sokaklarda dolaşan bozacıları özlemiş olsak da bu yeni sistem bozanın ambalaj içine girmesini ve dolayısıyla bozulmaya daha dayanıklı bir hal almasını sağlayarak kullanım ömrünün uzamasını sağlamıştır.
Tercihe göre fazla mayalanarak daha ekşi bir tatla da içilebilen Boza, üzerinde kabarcıklar oluştuysa bozulmaya başlamıştır ve içilmemelidir.
Zengin besin öğeleri ve keyifli içimi ile Boza’yı evinizden ve bünyenizden eksik etmeyin!