Farklı kültürlerin yaşadığı farklı coğrafyalara ayak basmak hemen hemen her insanın ömründe en az bir kere deneyimlemek istediği bir şey. Kimimiz iş yaşamı, kimimiz ise farklı hayat rutinlerinden dolayı belki bu tutkuyu erteleme mecburiyetinde olsa da seyyahlık konusunda insanlara ilham verebilecek birçok örnek mevcut.
Yaptıkları seyahatlerle içinizdeki macera tutkusunu ateşleyebilecek 10 farklı macerayı sizler için derledik.
1- Kör Seyyah – James Holman
İngiliz seyyah James Holman nam-ı diğer Kör Seyyah, dünyayı dolaşan ilk görme engelli insan olarak tarihe geçmiştir. 25 yaşında İngiliz ordusunda çalışırken romatizmal bir hastalıktan görme yetisini kaybeden Holman, bugün bile yapılması zor olan bir rotayı tek başına ve gözleri görmeden rağmen tamamlamayı başarmış biri.
İngiliz Kraliyet Kurumu, hastalığı dolayısıyla kendisine emeklilik ve Windsor Kalesi’nde kalıcı ikâmet imkanı sağlasa da o bir yere bağlı kalmaktan sıkılarak 1819 yılından itibaren seyahat etmeye başladı. 40 yıllık gezi hayatının neredeyse tamamı boyunca Holman’a refakat eden birisi bulunmuyordu.
Holman, bilinen tüm kıtalara ayak basmış bir gezgin. Bu gezileri sırasında farklı olaylarla karşılaştı. Sibirya’da Rus mahkemesi tarafından casusluk ve Çar düşmanlığı gibi suçlamalarla karşı karşıya kalırken, St. Petersburg yolunda gözünden ciddi enfeksiyon kaparak sağlığını tehlikeye attı.
Afrika’daki gezisinde ise köle ticaretine karşı yapılan mücadelede etkin bir biçimde rol alırken, Ekvator Gine’sindeki yerel halkın keşfine önemli katkılarda bulundu. Kendisine İngiliz ordusunda verilen diplomasi eğitimi sayesinde yerliler ile kraliyet donanması arasında çıkabilecek birçok çatışmayı da engellemeyi başardı.
2- Lutz Pfannenstiel
1973 doğumlu eski Alman kaleci Lutz Pfannenstiel’i özel kılan tek özelliği gençliğinde 5 kez alt milli takımlarda görev alması değil. 2011 yılında kariyerini sonlandıran Pfannenstiel’i ilgi çekici kılan durumu 6 kıtada profesyonel olarak futbol oynayan tek sporcu olması.
Kariyeri boyunca 6 kıtada 13 farklı ülkede futbol oynayan Pfannenstiel, 1993 yılında Almanya’nın Bad Kötzting takımından Malezya’nın Penang takımına geçişiyle başlayan serüveni daha sonra İngiltere, Güney Afrika, Singapur, Finlandiya, Yeni Zelanda, Norveç, Kanada, Arnavutluk, Ermenistan, Namibya ve Brezilya’da devam etti.
Pfannenstiel, tam 20 yıl süren profesyonel kariyerinde hiçbir takımın formasını 1 sezondan fazla giyemedi.
3- Rusya’nın Bir Ucundan Diğer Ucuna
Seyahat söz konusu olduğunda spordan verilebilecek bir diğer örnek ise hiç kuşkusuz bu yıl Rusya Premier Ligi’ne yükselen SKA Khabarovsk adlı futbol kulübü.
Rusya’nın Çin sınırında bulunan 600 bin nüfuslu Khabarovsk şehrinin takımı SKA Kharabovsk, geçtiğimiz yıl yükseldiği Rusya Premier Lig’de ilk maçına 8.500 km ötedeki Moskova şehrinde çıkacak. Bu uzun seyahat sadece bununla sınırlı değil, tarihin en uzun yol yapan takım adayı SKA Khabarovsk, Petersburg şehrindeki Zenit maçı için ise tam tamına 8800 km gitmek zorunda.
Karşılaşmayı yerinde izlemek isteyen Khabarovsk taraftarları minimum 10 saat uçak ya da 6 günlük otobüs yolculuğu yapmak zorunda kalacak.
4- Kediyle Dünya Turu
ABD’nin San Diego kentinde yaşayan 35 yaşındaki Liz Clark, 2006 yılında çalıştığı işten istifa ederek yatla dünyayı turladı.
Clark’a yolculuğunda sadece Amelia adlı kedisi eşlik etti. Clark yolculuk serüveni boyunca Orta Amerika, Batı Meksika Sahilleri ve Güney Pasifik Okyanusu’ndaki birçok noktayı geride bıraktı.
Yaptığı sıra dışı geziyle dikkatleri üzerine çeken Clark, gezisine ait görüntüleri paylaşması karşılığında bir yelkenlinin de sahibi oldu.
5- Emma Richards – 29 Bin Millik Yat Turu
İngiliz yelkenci Emma Richards, 2002 yılında Around Alone adlı yarışmada yatıyla dünyayı tek başına turlamayı başardı.
İngiltere’nin Torbay kentinde yolculuğuna başlayan Richards, bir ay boyunca Atlantik Okyanusu’nda yol alırken dalgalarla ve korsan tehditleriyle mücadele etti.
Yarışmaya katıldığı kategorideki yedi tekne arasında üçüncü olan Richards’ın bu başarısıyla dünya turunu ilk kez bir kadın sporcu tek başına tamamladı. Richards, yolculuğunun bitiş noktası olan Fransa’daki Les Sables D’Olonne kasabasına demir attığında 94 günlük bir macerayı geride bırakmıştı.
6- Demir Atlı Adam: Gürkan Genç
2012 yılında bisikletiyle dünyayı gezmeye başlayan “Demir Atlı Adam” lakaplı Gürkan Genç, 5 yılı geride bıraktığı yolculuğuna devam ediyor.
Kıta ve ada geçişleri haricinde araç kullanmayan Genç, geride bıraktığı 1786 günde 61 bin kilometre yol yaparken 43 ülkenin de sınırları içerisinde bulundu.
Demir Atlı Adam, yolculuğu sırasında tam 67 adet lastik değiştirmek zorunda kalırken, 420 bin metrelik de tırmanış yolu katetti. Genç, yolculuğunu 2020 yılında tamamladıktan sonra Türkiye’ye dönecek.
7- Dünyayı Dolaşan Teyze: Ayşe Kurucu
İzmir’de yaşayan Ayşe Kurucu, yaptığı seyahatlerle sosyal medyada fenomen haline gelmiş durumda.
60 yaşındaki Kurucu, eşiyle olan evliliğini noklatadıktan sonra 10 yıl içerisinde 25 ülkeye giderek görenleri şaşkına çevirdi.
Kaybettiği fotoğraf makinesindeki fotoğrafların bulunmasıyla ortaya çıkan Kurucu, “Gezmeyi çok seviyorum. Seyahatlerimde “Canım kızım” dediğim fotoğraf makinemi yanımdan ayırmıyorum. Seyahatlerimi sürdüreceğim. Fırsat olursa İspanya, Japonya ve Çin’i de ziyaret etmek istiyorum” ifadelerini kullanmıştı.
8- Norveç’ten Fas’a Yürüyen Gazeteci: Oskar Klasen
İsveçli gazeteci Oskar Klaren, 2013 yılının Haziran ayında aldığı karar sonucu yürüyerek seyahat etmeye başladı.
Norveç’ten başlayıp Fas’a kadar bir yürüyüş rotası belirleyen Klaren hiçbir şekilde uçak ya da araba kullanmayarak zor bir işin üstesinden geldi.
Yolculuğa başladıktan kısa bir süre sonra aşil tendonu enfeksiyon kaptığı için yavaşlamak zorunda kalan 26 yaşındaki gezgin, yine de vazgeçmeyerek 280 gün süren yolculuğunu 2017 yılının Mart ayında Fas sınırları içerisinde tamamladı.
9- Tarihin Gezgin Efsanesi: Marco Polo
Venedikli tüccar bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Marco Polo, kendi adıyla özdeşleşen seyyahlığa henüz 17 yaşındayken babası ve amcasıyla çıktığı Asya gezisinde başladı.
Kubilay Hanlığı’yla iyi ilişkiler içerisinde olan ve 17 yıl boyunca hanlığın sarayında kalarak çeşitli incelemelerde bulunan Polo, Venedik’e döndükten sonra Genoalılar ile yapılan bir savaşta esir düştü.
Esareti sırasında “Marco Polo’nun Seyahatleri” isimli eseri yazarak şöhrete kavuşan Polo, Venedik’ten başladığı yolculuk boyunca Yunanistan’dan Arap Yarımadası’na, Moğolistan’dan Çin’e, Hindistan’dan Anadolu’ya kadar çok uzun ve o dönem için tamamlaması imkansız bir rotayı geride bırakmıştı.
10- Jules Verne – 80 Günde Devr-i Alem
Hemen hemen hepimizin çocukluk döneminde aşina olduğu bir eser Seksen Günde Devr-i Alem.
Kitabın baş karakteri İngiliz Phileas Fogg, arkadaşlarıyla girdiği bir iddia sonrası uşağı Jean Passepartout ile 80 günde dünya turunu tamamlamak zorundadır.
Tüm engellere rağmen turu tamamlamaya çalışan Fogg ve Passepartout, maceradan maceraya koşarken belki de çoğu insanın içerisindeki seyahat tutkusunu tetikleyen bu kitabın satırlarında birer edebiyat efsanesi olurlar.
Günümüzde dünyayı gezmek için 80 gün uzun bir süre bile olsa 19. yüzyıl gerçekleri göz önünde bulundurulduğunda Jules Verne’in hayal gücüyle öngörüsünün ne derece örtüştüğüne bir kez daha hayret ediyoruz.